Badem Ağacı Nasıl Yetiştirilir?

Badem ağacı insanlık tarihinin en başından beri sadece yemişlerinin lezzetinin tadına doyulmamasından değil aynı zamanda da dallarının güzelliğinden dolayı da hayranlık duyulan bir canlı olmuştur. Badem ağaçları şiirlere, mitolojik yazılara, edebiyatın en önemli eserlerine konu olmuştur. Göz alıcı çiçekleri Van Gogh gibi büyük sanatçılara ilham vermiş ve ünlü Bahar Dalları tablosunu yapmaya yönlendirmiştir.

Badem ağacına ve meyvesine olan hayranlık insanları bu ağacı yetiştirmeye yönlendirebilir. Badem ağacı dikmek ve büyütmek için pek çok farklı neden olabilir. Amacınız ticaretini yapmak ve para kazanmak olabilir. Ya da küçük bir badem ağacı bahçesi kurup hobi olarak ilgilenmek, ailenize ve sevdiklerinize badem yetiştirmek isteyebilirsiniz. Belki de evinizin önündeki küçük bir bahçede ilkbahar aylarındaki nefis manzarası için tek bir badem ağacı sizin için yeterli.

Badem yetiştirmekteki amacınız ne olursa olsun yapmanız gerekenleri iyice öğrenmelisiniz. Ağaçlar, özellikle de badem ağaçları son derece hassas bitkilerdir. Yetiştirilmeleri zor olmasa da zayıflıkları bilinmelidir. Kendinizi bu işe başlamadan önce etraflı bir şekilde eğitirseniz hayalkırıklıkları ve para kaybı gibi can sıkıcı durumlardan kaçınmış olursunuz. Badem ağacı ekimi ve büyütülmesi zor ya da zahmetli değildir. Sadece belli püf noktalarından haberdar olup gerçekçi beklentilere sahip olmak gereklidir. Bütün bunları yaparsanız ağaçların büyümesi ve meyve vermesi keyifli  ve mutluluk verici bir süreç olacaktır.

Badem Ağacının Özellikleri

Badem ağacı gülgiller familyasına ait bir ağaçtır. Bu ailedeki diğer meyvelere örnek olarak elma ve armuttan bahsedilebilir. Orta büyüklükta bir ağaçtır. Kayısı çekirdekilerinde olduğu gibi sert kabuğun içindeki meyve yenilir. Dünyanın pek çok farklı noktasında yetişebilir. Bunların arasında Hindistan, Kuzey Afrika ülkeleri ve de Orta Doğu ülkeleri yer almaktdır. Çiftçilik konusunda iyi bilgi sahibi kimseler ve tecrübeli bir yönetim varsa badem ağaçları çok yüksek gelir getirebilen bitkiler arasında yer alır.

Badem ağaçları gelir getirmesi için değil de kişisel zevk için yetiştirilecekse çok büyük fidanlıklara gerek olmayacaktır. Badem ağaçları küçük bahçeler hatta yeterli büyüklükte saksılar içinde dahi yetiştirilebilirler.

Kişi bademden para kazanmak, bunu bir işe dönüştürmek istiyorsa badem ağaçları iyi bir seçimdir. En çok kâr getiren on bitkiden biri olan badem işini özenle yapanları mutlu edecek bir tercihtir.

Badem ağaçlarından iyi bir verim alınabilmesi için uygun iklim koşullarının sağlanması gerekir. Bu koşullar ekstra sulama ve korunma ile bir yere kadar sağlanabilse de coğrafya çok daha etkilidir. Her yerde badem ağaçlarının en iyi şekilde büyüyebileceği koşullar sağlanamayabilir.

İster hobi olarak ister gfelir için badem ağacı yetiştiriyor olun, ilk 6-7 yıl boyunca kâr ya da verim alamayacağınız kabullenmeniz gerekir. Bu işe gerekçi bir planla başlamanız büyük kayıplara ve hayalkırıklığına uğramanızı engeller. Ayrıca periyodisite gerçeiğini de göz ardı etmemeniz gerekir. Badem ağaçlarından verim almaya başladıktan sonra her yıl aynı verimi alamazsınız, verimli bir yıldan sonra muhakkak daha az kâr getiren bir yıl olacaktır. Bu gibi sorunlara karşı kendinizi ve iş planınızı önceden hazırlamanız iyi olur. Gelir konusundaki dalgalanmalar pek çok ağacın yetiştirilmesinde yaygın görülen bir gerçektir. Badem ağaçlarının ömrü 50 yıldır.

Badem Ağacının Yetiştirilmesi

Badem ağacının yetiştirilmesi için gerekenlerden haberdar olmak ilk yapacağınız şeyler olmalıdır. Badem yetiştiriciliğinde öncü ülkeler arasında ABD, İspanya, İran, İtalya, Suriye ve Fas’ın yanınıda Türkiye’de yer almaktadır. Yani badem yetiştiriciliği için ideal bir ülkede yaşıyoruz. Fakat bu demek değildir ki badem ağaçları Türkiye’nin her yerinde aynı verimi verecektir.

Badem ağaçlarının en iyi şekilde büyümesi ve verim vermesi için gerekli olan iklim sıcak ve kuru iklimlerdir. Ağaçların meyve vermesi için en az 250-300 saat, kimi zaman ise 500 saat soğuklama gerekir. Bu nedenle de soğuk ayların görülmediği tropik iklimler badem ağaçları için ideal değillerdir.

Badem ağaçları diğer ağaçlara göre daha erken çiçek açarlar. Bu da dondan etkilenme ve verimin düşme tehlikesini doğurur. Bu nedenle de kışın erken bittiği iklimler badem ağaçları için çok daha uygundur. Badem ağaçlarının en seveceği iklim yazları sıcak ve kurak kışları ılık ve yağışlıdır. Badem ağaçlarının tomurcukları zorlu kış şartlarına karşı yeterince dayanıklı değildir. Ticari amaçlı badem ağacı yetiştiriciliği soğuk yerlerde yapılmamalıdır.

Badem ağaçları diğer meyve ağaçları gibi kış aylarında dinlenmeye ihtiyaç duyarlar. Bunun için 90 ve 400 saat arası soğuklanma yeterlidir. Bu badem ağaçlarının cinsine ve coğrafyaya göre değişkenlik gösterir. Yıllık gerekli yağış miktarı ise 300 mililitreden fazla olmalıdır. Türkiye için düşünülürse Ege Bölgesi badem yetiştiriciliği için en uygun bölgedir.

Badem Ağacı Nasıl Yetiştirilir?

Badem ağacının yetişeceği iklim ve o yılın hava durumu verim için önemlidir. Çok soğuk ve uzun süren kış mevsimi, normalin üzerinde sıcak ve kurak geçen bir yaz badem ağaçlarınızdan alacağınız verimi düşürecektir. Badem ağaçları sıcak ve kurak iklimlerde yetişir ama yıl içinde yeterince soğuklama dönemine ve yağışa ihtiyacı olacaktır.

Badem ağaçlarının diğer meyve ağaçlarına kıyasla soğuklanma ihtiyacı azdır. 7 derecenin altında geçirilen 250 ya da 300 saat yeterli olacaktır. Kışları ılık ve yağışlı olan yerlerde badem ağaçları erken çiçeklenirler ve meyve verirler. Buna dikkat edilmelidir. Uzun ve ılık geçen bir büyüme mevsimi meyvelerin yeterince olgunlaşmasına izin verecektir. Uzun ve sıcak yazlar verimliliği arttırırlar.

Çiçeklenme sırasında yağışların artması çiçeklerin tozlaşmasını engelleyecektir. Aynı zamanda yağmur ve toprakta fazla biriken nem mantar ve bakteri oluşumunu arttıracak bu şekilde de üretimi düşürecektir

Toprak

Badem ağaçları pek çok farklı topraklarda yetişebilir. Bu topraklar killi ya da kumlu olabilirler. Önemli olan ideal pH derecesinde olmasıdır, bu da 6.8 ve 8.5 arasındadır. Badem ağaçlarının ekilecekleri toprakların ağır ve zayıf olmaması gerekir. Bu tip topraklarda su tutma problemleri yaşanmaktadır.

Badem ağaçları kuraklığa dayanıklı ağaçlardır fakat kuraklıklar ömürlerinden azaltırlar. Bu nedenle de nemsiz topraklar tercih edilmez. Derin ve yassı topraklar badem ağaçlarının büyümesi için idealdir. Güneşli bölgeler de bir başka gerekli unsurdur. 20-27 cm derinliğinde olması gereken topraktan bütün yabancı ve zararlı otlar özellikle de ilk dikimde toplanmalıdır. Badem ağaçlarının ekileceği toprakta daha önce domates, patates, patlıcan ya da tütün gibi bitkiler yetiştirildiyse toprak 4 yıllığına nadasa bırakılmalıdır.

Bahçe

Öncelikle dikim yapacağınız toprağa dair bilgi edinmelisiniz. Ağaçların dikim aralıkları 8 ve 9 metre arası olmalıdır.  Derin olmayan topraklarda 5 metre de olabilir. Önemli olan yağışlar azaldığı zaman dikim aralıklarını arttırmaktır.

Budama

Budama ağaçlarda şekil belirlemek için ilk ve ikinci yılda yapılan kesme işlemlerine denir. Olgun ağaçlar da sık olmasa da budanmalıdır. Zayıf ve kötüleşen hasta kısımlar badem ağaçlarının daha sağlıklı yetişmesi için kesilmelidir. Badem ağaçlarına vazo şekli verilir ve 3-4 dal altmış derecelik açıyla ayrılırsa mekanik hasat için ideal hale gelmiş olacaktır.

Sulama

Toprakta yeterli nem olması badem ağaçlarının gelişmesi için önemlidir. Büyürken bütün nemi topraktan alacağı için iklim nasıl olursa olsun sulama yapmanız gerekecektir. Fakat aklınızda bulunmalı ki fazla sulama çürüme ve verimsizliğe sebep olabilir.

Antep Fıstığı Ağacı

Antep fıstığı Milattan önce 6750’lere dayanan tarihiyle kuruyemiş denilince akla ilk gelen isimlerden biridir. Yüksek besin değeri ve muhteşem tadıyla sofraların vazgeçilmez bir parçası olan antep fıstığının en büyük üreticileri arasında ülkemiz de bulunmaktır. Gelin birlikte bu vitamin bombasının nasıl yetiştirildiğine bir göz atalım.

Tarihçesi

Ana vatanı Orta Doğu ve Orta Asya olan fıstığın bugün yetiştirilen formunun tarihi Tunç Çağına kadar uzanıyor olup, bugünkü Özbekistan sınırlarının içinde kalan bölgede ilk olarak ortaya çıktığı düşünülmektedir. Yaygın olarak İran ve Afganistan arasındaki bölgelerde yetiştirilen fıstığın Avrupa’ya Ortadoğu ve Suriye üzerinden yayıldığı tahmin edilmektedir.
Antep fıstığının günümüzde en büyük yetiştiricisi İran olup, bütün talebin neredeyse yarısını bu ülke karşılamaktadır. İran’ın hemen ardından gelen ülkelerse ABD ve Türkiye’dir. Yüksek sıcaklığa dayanıklı olan bu bitki ülkemizde özellikle Güneydoğu Anadolu’da ve tabii ki ismini aldığı Gaziantep’te yetiştirilmektedir.

Antep Fıstığı Ağacının Özellikleri

Gri renkli gövdeye ve dallara sahip olan antep fıstığı ağacı olgunlaştıkça bu renk daha da koyulaşır. Kökleri 8 metreye kadar genişleyebilen ve 3 metre derinliğe kadar inebilen bu ağacın yüksekliği ise 10 metreyi bulabilmektedir.  Antep fıstığı ağaçları dişi ve erkek ağaçlardan oluşur. Erkek ağaçları dişilerden ayırt etmek oldukça kolaydır çünkü daha yüksektirler ve gözdeleri daha kalındır. Sadece dişi ağaçların çiçekleri antep fıstığı meyvesine dönüşür. Erkek ağaçlar tozlanma için kullanılır. Antep fıstığının meyvesi, fındık gibi taneli bir şekilde değil tıpkı üzüm gibi salkım şeklinde yetişir.

Antep Fıstığı Nerelerde Yetişir

Özünde bir çöl bitkisi olan antep fıstığı ağacı kurak iklimleri ve tuzlu toprakları sevmektedir. . Sıcağı çok seven antep fıstığı, çöl iklimine dayanıklı olması sebebiyle yüksek ısı farklarına da gayet iyi direnç gösterebilir. Yaz aylarında meyvelerinin gelişip olgunlaşabilmesi yüksek sıcaklığa ihtiyaç duyan antep fıstığı ağacı, kurak ve soğuk geçen kışlara da uyum gösterebilmektir. Ancak sıcaklığın -15 derecenin altına düşmemesi gerekmektedir. Antep fıstığının en büyük düşmanlarından biriyse nemdir. Antep fıstığı ağacı bir yıl çok, bir yıl az ürün veren türlerden biri olup, bir ağaçtan iki yılda bir 50 kg civarında ürün alınabilmektedir.

Antep Fıstığı Yetiştiriciliği

Antep fıstığı yetiştirmek için en uygun ortam bahçelerdir. Üzerine dikim yapılacak toprağın nispeten derin, süzek, kısmen kireçli olması tercih sebebidir. Tohumdan fıstık yetiştiriciliği yapmak zor ve zahmetli bir süreç olduğu için pek tercih edilmemektedir. Aşılama ve hazır aşılanmış fidanların dikilmesi verimlilik açısından çok daha iyi seçeneklerdir. Antep fıstığı üretimi yapmaya karar verdiyseniz göz önünde bulundurmanız gereken diğer bir etmen fidanların dikim tarihinden itibaren olgunlaşıp meyce vermeye başladığı zamana dek aradan geçen süredir. İdeal ortamda, iyi bir bakım yapılarak yetişrilen ağaçlar 7 ile 10 yıl arasında meyve vermeye başlarlar. Ev verimli çağları ise dikildikten 20 yıl sonrasıdır ve yaklaşık 100 yaşına kadar antep fıstığı ağaçları meyve vermeye devam etmektedir. Bu yüzden yetiştiricilik yapmaya başlamadan önce bunun uzun vadeli bir yatırım olduğunu aklınızda bulundurmanız gerekmektedir.

Antep Fıstığı Fidesi Nasıl Dikilir?

Antep fıstığında dikim sonbahar ve ilkbaharlarda yapılabilmektedir. Ancak kışların çok da sert yaşanmadığı bir bölgede yetiştiricilik yapılacaksa dikimin sonbahar da yapılması daha uygundur. Dikimi yapılacak bahçede toprak 40-50 cm genişliğinde ve 60-80 cm derinliğinde kazılmalıdır. Çukurun etrafındaki sert toprağın yumuşatılması da sağlıklı kök büyümesi için oldukça yararlıdır. 8 ile 10 dişi ağaca karşılık 1 erkek ağaç dikilmesi idealdir. Meyve tutumunun gerçekleşmesi için diktiğimiz erkek ağacın çiçeklerindeki polenlerin, dişi ağaçlara ulaşması gerekmektedir.

Dikim yapıldıktan sonra sırasıyla dikkat edilmesi gereken hususlarsa, sulama, gübreleme, tozlanma, budama ve zararlıların kontrolü ve son olarak hasattır. İyi bir verim almak istiyorsak mutlaka bu adımları titizlikle yerine getirmemiz gerekir.

Antep Fıstığı Ağacı Nasıl Sulanır?

Antep fıstığı ağacının en büyük düşmanı nemdir. Bu yüzden sulama yapılırken çok dikkatli olunmalıdır, ağaçların köklerine bir zarar vermekten kaçınılmalıdır.

Bu ağaç, çölde büyümeye uygun olduğundan içine çözünebilir tuz eklenmiş su çözeltileri ile yapılan sulamaların verimliliği arttırdığı düşünülmektedir.

Antep fıstığının yıllık su ihtiyacı 750-800 mm arasındadır ve sulama yapılırken yıllık yağış miktarının göz önüne alınması gerekmektedir.

Antep Fıstığı Ağacı Nasıl Gübrelenir?

Besin değeri oldukça yüksek olan antep fıstığından verim almak için gübreleme konusuna özellikle eğilmemiz gerekiyor. Nitrojen, bu konuda bizim ana maddemizdir. Bu maddenin hemen ardından ise fosfor ve potasyuma ihtiyacımız vardır. Gübreleme yapmaya başlamadan önce dikimi yaptığımız toprağın ph değerini kontrol etmeli ona uygun bir gübreleme programı çıkarmalıyız. İlk olarak başvurmamız gereken gübre çeşidi organik gübrelerdir. Ancak organik gübreleme yapamayacağımız durumlarda yeşil gübre uygulanabilir.

TOZLANMA:

Antep fıstığı ağacında erkek ağaçların çiçeklerinde oluşan polenler sadece rüzgar yoluyla tozlaşarak dişi ağaçlara taşınabilir. Böcekler ve arılar polenlerin taşınmasında bize yardımcı olmazlar. Antep fıstığı ağacının diğer ağaçlardan farkı önce erkek ağacın çiçek açmaya başlamasıdır. Bu da bazı senelerde büyük miktarda polenin henüz dişiler çiçek açmamışken kaybolmasına neden olabilmektedir. Üstelik tozlanma döneminde rüzgarsız ve yağmurlu havalar hüküm sürüyorsa o sene doğal tozlaşma oldukça zorlaşır. Böyle durumlar için yapay tozlanma uygulanması kullanılabilir.

Erkek ağacın polenleri tülbent benzeri bir araçla toplandıktan sonra muhafıza edilerek, dişi ağaçların çiçek açma dönemlerinde özel püskürtücüler yardımıyla bahçeye saçılarak tozlanma işlemi yapay bir şekilde yapılabilmektedir. Ancak unutmamız gereken şeyse bütün bu işlemin bir uzman tarafından dikkatlice yapılması gerektiğidir. Yoksa ertesi senelerde çok büyük bir verim kaybı yaşanabilir.

Antep Fıstığı Ağacı Nasıl Budanır?

Antep fıstığı ağacı, diğer meyve ağaçlarına göre budama işlemine daha az ihtiyaç duyar. Ancak yine de mutlaka ağaçları ilk veya ikinci yıllarında budamamız gerekir. Öte yandan olgun ağaçları da şekillerini koruyabilmeleri için hasadı kolaylaştıracak şekilde budamak oldukça yararlıdır. Böylece olgun ağaçların daha iyi havalandırılması ve güneşten yararlanmaları sağlanır. Ayrıca yine olgun ağaçlarda budama yöntemiyle kırılmış, zayıf ve hastalıklı kısımlar çıkarılarak ağacın güçlenmesi sağlanır.

ZARARLILARDAN KORUNMA:

Antep fıstığı ağacının zararlılardan korumak istiyorsak öncelikle sulama konusuna özellikle dikkat etmemiz gerekmektedir. Çünkü ağaca ulaşabilecek zararlılar sulama yoluyla çok uzaklardan bile taşınabilmektedir. Ağaçları dikeceğimiz bahçede daha önce farklı türden bitkiler yetiştirilmişse toprağın en az dört yıl süreyle nadasa bırakılması da tavsiye edilmektedir.

Antep Fıstığı Hasatı

Bütün aşamaları özenle geçtikten sonra sonunda hasat zamanı gelip kapımızı çaldı. Peki meyvenin tam olarak toplanmaya hazır olduğundan nasıl emin olabiliriz? Meyvenin dış kabuğu saydamlıktan matlığa dönüşünce ve kırmızı kabuk yumuşayarak sert kabuktan kolayca ayrılmaya başladığında ağacımız hasada hazır demektir. Antep fıstığı salkımları elle toplanmaktadır. Önce ağacın altı temizlenir, ve toprağa düşen meyveler toplanarak işe başlanır. Salkımı salkım eğiminin ters yönünde ve dalla birleştiği yerden koparmak gerekir. Meyvelerin teker teker toplanıp salkımın ağaçta bırakılması tavsiye edilmez.

Bağışıklığınızı Güçlendirmenize Yardımcı Kuruyemişler

İnsan sağlığından ve hastalıklardan söz edildiği zaman mutlaka bağışıklık sisteminin de adı geçer. Fakat bağışıklık sisteminin tam olarak ne olduğu ve nasıl güçlendirilmesi gerektiği hakkında pek az kişi fikir sahibidir. Bağışıklık sistemi kısaca vücudu dışarıdan gelebilecek düşmanlara, yani mikroplar, bakteriler ve virüslere, kapılabilecek enfeksiyonlara karşı koruyan ve iyileşmesine yardımcı olan sisteme denir. Bağışıklık sisteminin başlıca organları arasında timüs adı verilen hormon bezi, kemik iliği ve lenf nodları yer alır.

Bağışıklık sisteminin kusursuz bir şekilde çalışması ise diğer bütün sistemlere bağlıdır. Bağışıklık sistemlerini güçlendirmek isteyenler bütün organlarını destekleyen şekilde bir yaşam tarzına sahip olmaya çalışmalılardır. Bunun için sigara içmeyi bırakmak, düzenli olarak egzersiz yapmak ve sağlıklı bir uyku düzenine sahip olmak gerekir. Fakat bağışıklık sistemini güçlendirmenin ve olası enfeksiyonlarda iyileşmeyi hızlandırmanın en iyi yolu beslenmemize dikkat etmekten geçer. Bağışıklık sistemini güçlendiren besinleri dengeli bir şekilde tüketmek hastalıklara karşı iyi bir savunma sistemi oluşturur. Bunun için kalp ve damar sağlığı, güçlü bir kas ve iskelet sistemi gibi faydalar sağlayan besinlere de ihtiyaç vardır. Kuruyemişler bağışıklık sistemini güçlendirmesiyle bilinen gıdalar arasında yer alırlar. İşte bağışıklığınızı güçlendirmek için gündelik beslenme düzeninize ekleyebileceğiniz kuruyemişlerin bir listesi:

  1. Ceviz

Türk mutfağının olmazsa olmazlarından olan ceviz aromatik tadı ve hem tatlı hem de tuzlularla olan uyumu sayesinde oldukça popülerdir. Fakat nefis tadının yanında ceviz bağışıklık sisteminiz için de büyük önem taşıyan bir besindir.

Ceviz antioksidanlar açısından çok zengin bir besindir. Antioksidanlar ouşabilecek enfeksiyonların hızlı tedavisine yardımcı olan yapıtaşlarıdır. Bu da bağışıklık sistemini güçlendirir. Aynı şekilde ceviz kilo kontrolü için beslenme uzmanları ve doktorlar tarafından tavsiye edilen bir besindir. Sağlıklı bir kiloya sahip olmak güçlü bir bağışıklık için olmazsa olmaz maddelerden biridir.

Magnezyum da dahil olmak üzere vücut için gerekli pek çok mineral taşıyan ceviz özellikle de magnezyum açısından zengindir. Magnezyum kalp ve damar sağlığı açısından çok önemlidir. Kalp ve damar sağlığı bağışıklığı direkt olarak etkilediği için yeterli miktarda alınması önem taşır.

  1. Badem

Çiğ badem iyi yağlar taşımasıyla ünlü bir kuruyemiştir. Kolesterolü sağlıklı bir seviyede tutmaya yardımcı olan bu yağlar güçlü bir bağışıklık için elzemdir. Yüksek kalsiyum miktarına sahip olan badem özellikle de hayvansal gıda tüketmeyen veganların beslenmesi için gerekli besinlerden biridir. İskelet ve kas sağlığı için önem taşıyan kalsiyum güçlü bir bağışıklık için gerekli olan egzersizlerin düzenli olarak yapılmasına yardımcı olacaktır.

E vitamini bağışıklık sistemine doğrusal olark iyi etki yaratn vitaminlerden biridir ve bademde bolca bulunur.  Kan şekerini ve tansiyonu da düşürmeye yardımcı olan badem miktroplara ve virüslere karşı dirençli sağlam bir beden için en çok gerekli olan kuruyemişler arasında yer alıyor. Diyetisyenler tarafından kilo vermek isteyenler için düzenli olarak tüketilmesi tavsiye edilen besinlerden biri de bademdir.

  1. Kuru Kayısı

Güneşte kurutulmuş kayısı hastalıklara karşı iyi bir korumaya sahip olan sağlıklı bir vücut için en faydalı besinler arasında yer alıyor. Düşük kalorili ve bol lifli olan kuru kayısı kilo kontrolü için en çok tavsiye edilen besinlerden bir tanesi.

Kuru kayısının hücre büyümesi gelişimi ve hücre yenilenmesine yardımcı olduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca kalsüyum ve magnezyum gibi mineraller açısından da zengin bir kuru meyvedir. Magnezyum strese bağlı ankisyetenin giderilmesine yardımcı olan minerallerden biridir. Stresin bağışıklık sistemi üzerindeki kötü etkilerini de göz önüne alırsak kuru kayısının bağışıklığı güçlendirdiğini görebiliriz.

  1. Brezilya Cevizi

Ülkemizde yeni popülerleşmeye başlayan bu kuruyemiş yağlı ve tatlı tadıyla herkesin favorileri arasında girmeye çoktan başladı. Bol lif içeren bu ceviz aynı zamanda da bakır, magnezyum ve fosfor açısından da oldukça zengin. Brezilya cevizi diğer kuruyemişlerde olmayan selenyumdan da çok miktarda içeriyor. Selenyum eksikliği nadir görülen bir durum olsa da güçlü bir bağışıklık için çok önemli olan bu minerali alabilmek için Brezilya cevizi tüketmek gerekiyor.

Brezilya cevizi kalp ve damar sağlığı için oldukça faydalı bir kuruyemiştir. Çinko eksiliğinden muzdarip olan insanların da diyetlerine katması önerilir. Tiroid hastalıklarının tedavisini görenlerin tüketmesi önerilir.

  1. Fındık

Ülkemizde çok fazla yetişen ve severek tüketilen fındık lezzetli tadının yanı sıra güçlü bağışıklık sistemi için de en faydalı besinlerden biridir. Sağlıklı yağlar açısından zengin bir besin olan fındık aynı zamanda da bağışıklık sistemine destek olan E vitamini de içerir. Magnzeyum ve bakır gibi minerallere az miktarda da olsa sahip olan fındık içerdiği B6 vitaminive antioksidanlar sayesinde enfeksiyonların hızlı iyileşmesine yardımcı olur.

Günde bir avuç tüketeceğiniz fındık kan şekerinin de sağlıklı seviyelerde kalmasına yardımcı olacaktır. Bu ada sadece şeker hastalıklarını önlemede değil aynı zamanda da kilo kontrolünde de çok önemli bir yararıdır.

  1. Hurma

Hurma bol şeker içermesine rağmen kan şekerini sağlıklı bir seviyede tutmak için ideal bir besindir. Aynı zamanda da lifli olduğu için kilo vermek ve obeziteyle savaşmak için en faydalı meyvelerden biridir. Doğal antioksidan kaynağı olan hurma yüksek enerji verdiği için spor yapanlara da tavsiye ediliyor. Bütün bunlar da sonuçta bağışıklığın güçlenmesine yardımcı olacaktır.

  1. Kuru Erik

Gerçek bir potasyum deposu olan kuru erik özellikle de kilo vermeye ya da kilosunu korumaya çalışanlara tavsiye ediliyor. Bol lifli olduğu için uzun süre tok tutma özelliğine sahip oaln kuru erik içerdiği düşük şekere rağmen iyi bir enerji verici. Potasyumun yanında demir açısında da son derece zengin, demir eksikliği açık yaraların kapanmasına yardımcı olur ve antikor üretiminde önemlidir. A K ve B6 vitamini eksikliği olanlar günlük beslenme düzenlerine kuru erik ekleyebilirler.

  1. Kabak Çekirdeği

Bu nefis atıştırmalık fosfor ve K vitamini açısından zengindir. Sinir sisteminin sağlıklı çalışması için önemli bir besin kaynağı olan kabak çekirdeği antioksidan deposu sayılabilir. Hatırı sayılır miktarda magnezyuma sahip olan kabak çekirdeği bu mineral sayesinde tansiyonu dengeli bir seviyeye çeker, kalp sağlığını korur ve kan şekerini düşürür. Lifli bir gıda olduğu için sindirim sistemi açısından da yararlı bir kuruyemiştir.

  1. Kuru Üzüm

Küçük olmasına rağmen faydaları saymakla bitmeyen kuru üzüm  hastalıkların çoğunun geliş yolu olan ağız sağlığı için gerekli bir kuru meyvedir. Ağız içindeki yaraların ve enfeksiyonların oluşumunu engellediği kanıtlanan kuru üzüm yüksek oranda demir içerdiği için kan ve kalp sağlığına yararlıdır ve bağışıklığı güçlendirir. Kanında demir eksikliği olan insanların hastalıklara kolay yakalandığı bilinen bir gerçektir. Kalsiyum ve boron içeren kuru üzüm lif ve antioksidanlar açısından da zengin bir kuru meyvedir.

  1. Yer Fıstığı

Çiğ yer fıstığı bol lifli bir gıdadır. Sağlıklı ve bağışıklı güçlü bir beden için gereken Omega-3 ve Omega-6 yağlarını içerir. Folik asit ve B3 vitamini sayesinde kalp sağlığını korur. Aynı zamanda da E vitamini açısından da zengindir.

Kuruyemişli Ege Tatlıları

Kuruyemiş Kullanarak Yapabileceğiniz 4 Ege Tatlısı

Türkiye’yi dünyadaki pek çok ülkeden farklı tutan özelliklerden biri de coğrafi çeşitliliğinin oldukça geniş olmasıdır. Pek çok farklı iklime sahip olan olan bölgeleri sayesinde üzerinde yetişen bitkiler ve gıda ürünleri de benzer bir çeşitlilik gösterir. Bunun yanında hem Orta Doğu hem de Balkan ülkeleriyle olan komşuluk da düşünüldüğü zaman özellikle de iş damak tatlarına geldiği zaman gerçekten de eşi benzeri bulunmaz. Her ayrı bölgenin farklı gıda ürünlerinin yanında farklı yemek yapma teknikleri de bulunur. Ağzının tadını bilenler için her bölgesinden kışkıtrıcı lezzetler sunan ülkemizin kuşkusuz en çok sevilen bölgelerinden biri de Ege bölgesidir.

Ege Bölgesi dendiği zaman akla zeytinyağı, taze otlar, sebzeler ve balıklar gelir ilk olarak. Oysa ki Ege Bölgesi taze meyveleri, birbirinden nefis kuruyemişleri ile de Ege halkının yüz yıllar içinde oluşturduğu tariflere etki etmiştir. Mis kokulu Aydın incirlerinin, güneşte kurutulmuş, karamel tadı içeren kuru kayısıların, taptaze cevizlerin yuvası sayılan Ege Bölgesi ana öğün yerine dahi geçebilecek enfes tatlılarıyla mutfaklarınızda şenlik yaratmaya hazır. Hafif, besleyici ve benzersiz tada sahip Ege tatlılarında bol bol kuruyemiş ve kuru meyve kullanıldığı için aynı zamanda da sağlıklı olduklarını farkedeceksiniz. İşte meraklıları için bu nefis Ege tatlılarının tarifleri.

Lokma Tatlısı

Ege, özellikle de İzmir dendi mi akla ilk gelen nefis yiyeceklerden biridir Lokma tatlısı. Türkiye’nin başka bölgelerinde mutfaklarda nadiren yapılan ya da dışarıdaki tatlıcılardan parayla satın alınan bir tatlı olan lokma tatlısı Ege Bölgesi’nde sıklıkla yapılır, sokakta cömert Ege halkına ücretsiz olarak ikram edilir. Sadece nefis bir tatlı olmakla kalmayıp aynı zamanda insanları birbirine yaklaştıran, komşuluğu eski günlerdeki gibi tutan bu tatlıyı sizler de evlerinizde yapabilir, aileniz ve geleneklere uymak için komşularınızla paylaşabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 3,5 bardak un
  • 1,5 bardak su
  • Bir paket instant maya
  • Yarım bardak ılık süt
  • 1 yemek kaşığı toz şeker
  • 3 bardak ayçiçek yağı
  • 1,5 bardak su
  • 2 bardak şeker
  • 1 limonun suyu
  • Yarım bardak ceviz ya da fındık

Tarif:

Yarım bardak sütü parmak değecek kadar ısıtın. Geniş, ısıya dayanıklı bir kasede bir paket maya ve bir yemek kaşığı toz şeker ile birlikte karıştırın. Ilık bir yerde 10 dakika kadar bekleyin. Maya aktifleştikten sonra bir buçuk bardak ılık su ve 3,5 bardak unu ekleyerek karıştırın. Oldukça akışkan ve yapışkan kıvamda bir hamur elde edeceksiniz. Kasenin üzerini streç filmle kapattıktan sonra yine ılık bir ortamda yaklaşık bir saat hamurun kabarmasını bekleyin.

Hamur kabarırken şerbeti yapmaya başlayabilirsiniz, soğuması için zamana ihtiyacınız olacak. 2 bardak toz şeker ile 1,5 bardak suyu bir tencereye koyup orta derece ateşte karıştırın. Şeker tam anlamıyla eridikten sonra limon suyunu ekleyebilirsiniz. Bir süre kaynadıktan sonra tencereyi ocaktan alın ve şerbeti soğumaya bırakın.

Hamur kabardıktan sonra bir kızartma tavasına 3 bardak dilediğiniz türden kızartma yağı koyun. Ocağın ateşini yüksek dereceye getirerek yağı kızdırın. Yağın kızdığını içine kabarmış olan hamurdan çok küçük bir parça atarak kontrol edebilirsiniz. Eğer kızarma sesi geliyorsa hamurdan bir kaşık yardımıyla ceviz büyüklüğünde parçalar kopararak yağın içinde kızartmaya başlayabilirsiniz. Lokmaların bütün yüzeyi altın rengi aldığı zaman yağdan bir delikli kaşık yardımıyla çıkarın, üzerine havlu kağıt yayılmış bir tabağın üzerine alın. Yağı kuruyan lokmaları soğumadan derhal şerbetin içine atarak 10-15 saniye bekleyin. Şerbeti içine çeken lokmaları başka bir kasenin içine alabilirsiniz.

Lokmaların ılık bir sıcaklığa gelmesini beklerken yarım bardak cevizi ince ince doğrayın, ideal sıcaklığa gelen lokma tatlısının üzerine serperek servis yapın.

İncir Uyutması

Aydın’ın mis kokulu incirlerinin ve aromatik cevizlerin kullanıldığı incir uyutması Ege Bölgesi dışında pek de bilinmeyen bir tatlıdır. Oysa ki kuru incirin doğal şekeri dışında başka şeker kullanılmayan tatlı lezzetli olduğu kadar sağlıklı olmasıyla da pişmanlık duymadan, zevkle yenebilecek tatlılardan biridir. Az malzeme gerektiren ve birkaç basit adımda tamamlanabilen bu tatlıyı bir kere denedikten sonra sürekli yapmak isteyeceksiniz.

Malzemeler:

  • 2,5 bardak süt
  • 8 adet kuru incir
  • Yarım bardak dövülmüş ceviz içi

Tarif

İşe kuru incirleri yıkayıp temiz su içinde birkaç dakika bekleterek başlayın. Bu işlem çok fazla kuru ya da sert olabilen incirleri ideal kıvama getirecektir. Yumuşamış incirlerin saplarını kesin. Keskin bir bıçakla küçük küçük doğrayın.

2,5 bardak sütü ısıtın fakat kaynatmayın. Sütün parmak değebilecek bir sıcaklıkta olması gerekir. Ilık sütün içine doğradığınız incirleri ekleyin ve bir ezici yardımıyla püre hâline gelinceye kadar ezin. Büyük incir parçası kalmaması gerekir. Eğer bir mutfak robotunuz varsa süt ve inciri birlikte robottan geçirerek bu adımı hızlandırabilirsiniz.

Ezilmiş sütlü incirleri servis tabaklarına paylaştırın. Dövülmüş cevizi de eşit olarak incir tatlılarının üzerine serptikten sonra kaselerin üzerini streç filmle kapatın. Birkaç saat soğumaya bırakın, yeterince soğuduktan sonra buzdolabına alın ve bir gece bekletin. Ertesi gün servise hazır olacaktır.

Yulaflı Kurumeyveli Enerji Topları

Diyet yapanlar, kilosunu korumak isteyenler, gün içerisinde yüksek enerjiye ihtiyacı olanlar ama bunu sağlıklı bir şekilde almak isteyenler için Ege bölgesinin besleyici kuruyemiş ve kurumeyveleriyle hazırlanmış ve pişirilmeye gerek duymayan bu enfes enerji toplarının bağımlısı olacaksınız.

Malzemeler:

  • 2 bardak yulaf
  • 5-6 adet kuru incir
  • -5-6 adet kuru kayısı
  • Yarım bardak dövülmüş ceviz içi
  • 5-6 adet çekirdekleri çıkarılmış hurma
  • Yardım bardak çekirdeksiz sarı kuru üzüm

Tarif

Kuru meyveleri yıkayarak işe başlayabilirsiniz. Yumuşamaları için beş dakika kadar ılık su içinde bekletin. Kuru incirlerin saplarını alın, hurmaların çekirdeklerini çıkarın ve hepsini küçük parçalara kesin. Bir mutfak robotu içine yulafı ve kuru meyveleri alın ve çalıştırın. Hepsi bir püre haline geldiği zaman elinizle büyük parçalar kopararak yuvarlayın ve şekil verin. Bir tabağa koyduğunuz enerji toplarını buzdolabında 3 saat bekletin. Bu süreden sonra şeklini koruyacaktır. Bir hafta boyunca buzdolabınızda muhafaza edebilirsiniz.

Kuru İncir Reçeli

Son derece basit ve az malzemeli olan bu tatlıyı aynı zamanda sandviçlerin içine sürebilir, peynir tabağının yanında servis edebilirsiniz.

Malzemeler:

  • 1 kilo kuru incir
  • 5 bardak su
  • 4 bardak şeker
  • Limon suyu

Tarif

İncirlerin saplarını alıp küçük küçük doğrayın. Su ve şekeri üzerine ekleyip 3 saat bekletin. Bütün malzemeleri bir tencerede yüksek ateşte pişirin. Kaynamaya başladıktan sonra ateşi kısın ve yarım saat daha pişirmeye devam edin. Limon suyunu ekledikten sonra yine altını açıp birkaç dakika daha kaynatın.

Ateşi söndürdükten sonra reçeli soğumaya bırakın. Soğuduktan sonra kavanozlara koyup saklayabilir ya da hemen tüketebilirsiniz. Çok koyu olduysa biraz su ekleyerek bir-iki dakika tekrar ısıtabilirsiniz.

Kuruyemişli Akdeniz Tatlıları

Kuruyemiş Kullanarak Yapabileceğiniz 3 Akdeniz Tatlısı

Türkiye konumu itibariyle iklim ve kültür açısından pek çok farklılığa sahip coğrafi bölgelere sahiptir. Her coğrafi bölge yaşadığı iklimden, komşularının kültürlerinden yoğun bir şekilde etkilenmiştir. En çok etkilenen alanlarından biri de mutfak kültürü ve yemekler olmuştur.

İklim bölgede yetişen meyve ve sebzelerin, hatta bütün gıda ürünlerinin çeşidi kadar kalitesini de etkiler. Aynı zamanda yemeklerin ağırlığı, kullanılan teknikler de direkt olarak iklimden etkilenen unsurlardır. Aynı şekilde çevredeki komşu ülkelerin farklı kültürleri, kimi zaman büyük göçler sayesinde farklı malzemelere ve tariflere ulaşılır. Bunlar ülkemizin kendi tarifleriyle yıllar boyunca harmanlanarak başka hiçbir yerlerde görülmeyen enfes tariflerin oluşmasına sebep olur.

Bu nedenle de Türkiye’nin bir bölgesinde yenen yemeğin başka bölgedekilerden tamamen farklı olması hatta hiç duyulmuş olmaması çok normaldir.

Akdeniz mutfağı Türkiye’nin dünya çapında en ünlü olmuş mutfaklarından biridir. Akdeniz tipi beslenme pek çok beslenme uzmanı tarafından dünyanın en sağlıklı diyeti olarak nitelendiriliyor. Taze meyve ve sebzelerin, zeytinyağının ve hafifliğin öne çıktığı bu tariflerin arasında birbirinden nefis tatlılar da yer alıyor. Akdeniz Böglesi’nin ünlü tatlıları tatlı sevmeyenleri bile baştan çıkarabilecek lezzette.

Akdeniz Bölgesi’ne özel tatlılarda özellikle farkedilen şeylerin arasında kuruyemiş ve kuru meyvelerin kullanım sıklığı oluyor. Besleyici değeri ve enerjisi yüksek aynı zamanda da çok sağlıklı olan kuruyemişlerin bolca kullanıldığı dört ayrı Akdeniz tatlısının tarifini bu yazıda sizlerle paylaşacağız.

Karakuş

Unlu ve şerbetli bir tatlı olan Karakuş baklava gibi bilinen şerbetli tatlıların aksine çok daha hafiftir. Yoğurtlu ve tumurtalı hamuru pişirirken kabardığı için çok fazla şerbete ihtiyaç duyulmaz. Ortaya yumuşak, hafif ve nefis bir tatlı çıkar. Üzerine süsleme için kullanılan Antep fıstığı ise yoğun tadıyla bu tarifi bambaşka boyutlara taşıyacaktır.

Malzemeler:

  • 1 adet orta boy yumurta
  • Yarım bardak yoğurt
  • Yarım bardak ılık su
  • Üç yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1 tatlı kaşığı sirke
  • Bir tutam tuz
  • Dört bardak un
  • Üç bardak şeker
  • Üç bardak su
  • Limon suyu

Tarif

Soğumaya vakit bulması için tarife şerbeti hazırlayarak başlamalısınız. Üç bardak ve üç bardak suyu bir tencereye alıp altındaki ateşi açın. Şeker eriyene kadar sürekli karıştırın. Kaynamaya başlayınca 20 dakika kadar bekleyin. Ateşi söndürdükten sonra limon suyunu ekleyerek tekrar karıştırın, üzerini kapatarak soğumaya bırakın.

Şerbet soğurken hamuru hazırkamaya başlayabilirsiniz. Yumurta ve zeytinyağını birlikte çırpın. Ardından yoğurt ve sirkeyi ekleyin. Hepsi homojen olarak karıştıktan sonra unu kabartma tozu ve tuz ile birlikte eleyerek ekleyin, topaklanma kalmayıncaya kadar karıştırın. Ortaya çıkacak yumuşak hamuru bir süre yoğurun.

Hamuru 6 parçaya ayırın. Bu parçalara yuvarlak bir şekil verdikten sonra 10 dakika kadar dinlendirin. Dinlenmiş hamur parçalarının altına ve üstüne nişasta serperek oklava yardımıyla olabildiğince ince bir şekilde açın. Toplamda altı adet yufka elde etmiş olacaksınız. Yufkaları aralarına dövülmüş ceviz serperek katlayın. Tek tek katladığınız yufkaların birkaç parmak kalınlığında olması gerekecektir. Yelpaze gibi katladığınız yufkaları kenarlarında sıkın.

Yağı bir tavaya alın ve altını açın. Kızgın yağda katlanmış cevizli hamurları altın rengi alıncaya kadar kızartın. Sıcak tatlıları kağıt havlu yayılmış bir tabağa alıp yağını süzün. Hâlâ sıcakken soğuk şerbetin içine atın, fazla beklemeden çıkarın ve soğumasını bekleyin. Soğuyunca servis edebilirsiniz.

Ballı Börek

Baklavaya orijinal ve hafif bir alternatif olan, Antep fıstığı ve bal gibi sadece lezzetli olmakla kalmayıp aynı zamanda da sağlık için çok faydalı olan gıdalar içeren ballı börek Akdeniz bölgesi dışında çok da bilinmiyor. Sıcak yaz akşamlarında misafirlerinize ya da ailenize serviis etmek için en ideal tatlılardan biri kesinlikle aşağıda tarifini vereceğimiz ballı börek.

Malzemeler

  • 8 tane baklava yufkası
  • 100 gram tereyağı
  • Bir bardak şeker
  • 200 gram kaymak
  • Yarım su bardağı dövülmüş antep fıstığı
  • Üzerine süslemek için çam balı

Tarif

İlk adım kaymağı bir kaşık yardımıyla küçük parçalara bölmek ve üzerine yağlı kağıt serilmiş bir tabağın üstüne bu parçaları yerleştirmek olmalı. Ardından tabağı dondurucuya yerleştirin ve donmasına bekleyin.

Tereyağını eritin. Bir kısmını bir fırça yardımıyla kullanacağınız tepsiye sürün. Baklava yufkalarının yarısını aralarında tereyağı sürüp şeker serperek tepsiye yayın. Tepsiden taşan yufkaların kenarlarını kesin yada içine alın fırını 180 derece ayarlayıp kızmasını bekledikten sonra 4 yufka koyulmuş tepsiyi 10 dakik boyunca pişirin.

Fırından çıkardığınız yufkaların ılınmasını bekleyin. Üzerine toz antep fıstığını serpin, şeker ve tereyağını ekleyin. Donmuş kaymak parçalarını eşit aralıklarla pişmiş yufkanın üzerine yerleştirin. Donmuş olması fırında kaymağın hemen erimesini engelleyecektir.

Kalan yufkaları yine aralara toz şeker ve tereyağ ekleyerek yerleştirin. Hâlâ kızgın olan fırında 10 dakika daha piştikten sonra çıkarın. Birkaç dakika bekledikten sonra böreği dilimlere ayırın. Üzerine hala ılıkken bal ve dövülmüş fıstık ekleyin, servis edin.

Turunç Tatlısı

Akdeniz Bölgesi özellikle aromatik kokulu turunçgilleriyle ünlüdür. Türkiye’nin başka hiçbir yerinde kolay bulamayacağınız bu meyve ile enfes tatlılar yapılıyor. Turunç tatlısı evine Akdeniz havası taşımak isteyenler için ideal bir tarif.

Malzemeler

  • 10 adet turunç
  • 2 bardak şeker
  • 2 bardak su
  • Limon suyu
  • Dövülmüş ceviz
  • Kabuksuz beyaz badem

Tarif

Öncelikle iyice yıkadığınız turunçların dış kabuklarını bir sebze soyucusu yardımıyla ince bir zar hâlinde soyun. Sonra soyulmuş turunçları dört dilime bölün. İçlerini çıkarın, iç kısmındaki beyaz kabuğu bir bıçak ya da yemek kaşığı yardımıyla kazıyın. Bu kısımın acı bir tadı vardır ve yeterince temizleyemezseniz tatlınızın tadı da güzel olmayabilir.

Turunçları bir iğne yardımıyla renksiz pamuklu bir ipe dizin ve suyun içine koyun. 2 gün boyunca günde 7-8 kere suyunu değiştirin. Suyunu değiştirirken suyun turuncu bir renk aldığını göreceksiniz. En sonunda beklediği suya renk vermeyecek bir duruma gelecektir, bu noktada turunçlar hazır demektir.

Turunçları bol suda 10 dakika boyunca kaynatın. Kaynatma suyunu dökerek yenileyin ve yine aynı süre boyunca kaynatın. 2 bardak su ve 2 bardak şekeri bir tencerede karıştırın. Altını açın ve kaynayana kadar pişirin. Kaynadıktan sonra ocağı söndürmeyin. Pişmiş turunç parçalarını bu şerbetin içine koyarak 1 saat daha kaynatın ve soğumasını bekleyin. Soğuduktan sonra da turunçları şerbetin içinde muhafaza etmeye devam edebilirsiniz.

Cevizleri dövün, kabuksuz bademleri ince ince doğrayın. Turunç tatlılarını kendi şerbetinden biraz ekleyerek dilerseniz kaymak ya da dondurma eşliğinde servis yapın.

 

Selenyum Harikası Brezilya Cevizinin Faydaları

Kuruyemişlerin enfes tatlarının yanında sağlığımız için olan yeni faydalarını öğrenmek onları günlük besinlerimiz arasında sıkça kullanmamıza sebep oluyor. Fındık, ceviz ve antep fıstığı gibi kuruyemişler kahvaltılarımızın eşlikçileri, ara öğünlerde acıkan karnımızı yatıştıran atıştırmalıklar ya da kimi zaman salatalarımızın ve tatlılarımızın lezzetini arttıran yiyecekler arasında yer alıyor. Sağlığımıza olan faydaları saydıkça bitmeyen ve leziz tatlara sahip olan bu kuruyemişler yediden yetmişe herkesin favorileri arasında yer alıyor. Buna rağmen her gün aynı şeyleri yemek bazen sıkıcı bir hale gelebiliyor. Nefis kuruyemişlere alternatif arayanlar için yeni ve herkesin bayılacağı bir alternatif bir süredir ülkemiz pazarında da bulunabiliyor: Brezilya cevizi.

Brezilya cevizi adından da anlaşılabişeceği gibi Brezilya’nın yanı sıra Peru ve Bolivya gibi Güney Amerika ülkelerinin yağmur ormanlarında yetişen bir kuruyemiş. Çok da şekerli olmayan tatlı tadı ve olağanüstü aromasıyla bu ülkelerin yerlileri tarafından en sevilen besinlerden biri haline gelmiş. Böylece Brezilya cevizini sadece olduğu gibi yemekle kalmamışlar ezmesini kahvaltılarına katarak, yağını çıkarıp yemeklerinde ve cilt bakım ürünlerinde kullanarak hakkını tam olarak vermeyi becerebilmişler. Süper gıda olarak adlandırılan besinlerin arasında yer alan Brezilya cevizinin faydaları ise saymakla bitmiyor. Merak edenler için işte bu yararların sadece bir kısmı:

Selenyum Harikası Brezilya Cevizinin Besin Değerleri

Brezilya cevizi içeriğinde taşıdığı besin değerleriyle küçük boyutlarından hiç de beklenmeyecek bir şekilde günlük ihtiyacınız olan pek çok mineral, protein ve vitamini karşılayabiliyor. Pek çok kuruyemiş gibi Brezilya cevizi de protein ve yağ açısından son derece zengin bir besin kaynağı. İçerdiği yüksek yağ oranı gün boyunca ihtiyaç duyulan enerji için kolay bulunmayan bir kaynak olacaktır. Yüksek oranda şekere ya da trans yağlara sahip olan kalorili yiyeceklerin aksine Brezilya cevizinin sağladığı enerji kısa süreli değildir. Kahvaltıda ya da öğün aralarında atıştırmalık olarak tüketilecek olan Brezilya cevizi saatler boyunca kişinin kendisini enerjik hissetmesine yardımcı olacaktır.

Brezilya cevizinin sahip olduğu yüksek yağ oranı ve sağladığı kalori sanılanın aksine kilo aldıracak türden değildir. İyi yağ asitlerine sahip olan Brezilya cevizinin, araştırmalara göre tam aksine kilo verme ya da sabit tutma konusunda iyi bir yardımcı olduğu gözlenmiştir. Diyet yapanlar ya da kilosunu korumak isteyenler günlük beslenme planlarına Brezilya cevizini de ekleyebilirler.

Brezilya cevizindeki yüksek oranda protein ise onu son derece değerli yapan başka bir unsurdur. Protein en geç ve zor sindirilen besin yapı taşlarından biridir, bu nedenle de yüksek proteinli gıdalar geç sindirilirler bu da proteinli besinleri en uzun süre tok tutanlar arasına yerleştirir. Eğer yemekler ve öğünler arasında uzun zaman beklemek gerekiyorsa öğünlere Brezilya cevizini eklemek akıllıca olacaktır. Ya da ara öğün, atıştırmalıklar için Brezilya cevizi tercih edilebilir.

Yüksek Miktarda Selenyum

Brezilya cevizinin en çok bilinen bileşenlerinden biri de oldukça yüksek miktarda sahip olduğu selenyumdur. Günde yenilecek bir avuç kadar Brezilya cevizi vücudun ihtiyacı olan selenyumun temin edilmesini sağlayabilmektedir. Avustralya’da bilim adamları tarafından yapılan araştırmaların sonuçlarına göre düzenli olarak Brezilya cevizi tüketen insanların vücutlarında yeterli miktarda selenyum bulunmaktadır. Selenyum vücudun sorunsuz çalışması için son derece önemli bir bileşendir. Toksinlerin hücrelere verdiği zarardan sonra yenilenme sağlamak için gereklidir.

Yüksek Protein Oranı

Brezilya cevizinin içerdiği yüksek protein miktarından bahsettik. Bu yüksek protein oranı sadece uzun süre tok kalınmasına yardımcı olmuyor. Brezilya cevizi de pek çok kuruyemiş gibi farklı çeşitlerde amino asitlerden oluşan proteinleri taşıyor. Bu amino asitler arasında özellikle çok önemli olan ve insan sağlığı için büyük faydalara sahip olan arginine isimli olandır.

Arginine özellikle de dolaşım sisteminin sağlığı ve kalp hastalıklarına karşı koruma sağlamak için en çok gereken besinlerden biridir. Kan damarlarının genişlemesine yardımcı olan arginine bu şekilde kalp ve damar tıkanıklıklarının gerçekleşmesini engelleyerek dolaşım sisteminin kusursuz çalışmasına yardımcı olur.

Arginine, Brezilya cevizinin içindeki kan dolaşımı ve damar sağlığına yararı olan tek bileşen değil elbette. Yüksek miktarda fiber içermesiyle de bilinen Brezilya cevizi bu şekilde hem uzun süre yokluk hissi sağlayarak sindirim sistemine faydalı oluyor ve kilo vermeye ya da korumaya yardımcı oluyor. Bunun yanında da yüksek fiber her zaman kalp sağlığı için de çok önemli.

Brezilya cevizindeki sağlıklı yağ asitleri kötü kolesterolün düşük tutulmasını sağlıyor. Bu da yine kalp ve dolaşım sistemi sağlığı için oldukça önemli bir özellik. Bununla beraber kötü kolesterol obeziteye de sebep olduğu için düşük tutulması vücut sağlığı açısından son derece mühim.

Güzelliğiniz için Brezilya Cevizi

Brezilya cevizi anavatanında yerliler tarafından hem yenilerek hem de çıkarılan yağı saç ve cilt bakım ürünü olarak kullanılarak bir güzelleşme ürünü olarak kullanılıyordu. Günümüzde yine sağlığına ve dış görünüşüne dikkat eden kimseler tarafından tercih edilen bir gıda. Brezilya cevizinin içindeki bileşenler kemik, saç ve cilt sağlığı için alınması zorunlu olanlar arasında yer alıyor.

Kalsiyum açısından son derece zengin olan Brezilya cevizlerinin günlük beslenme düzenine katılması sağlık açısından olumlu sonuçlar verecektir. Özellikle kadınlarda eksikliği sık görülen kalsiyum kemik ve kas sağlığı için en önemli minerallerden biridir. Güzel bir gülüşe sahip olmayı düşleyen herkesin yeterli kalsiyum aldığından emin olması iyi olacaktır, diş sağlığı için birincil olan gerekli mineral kalsiyumdur.

Kemik ve kas sağlığı için elzem olan minerallerden bir başkası da magnezyum olarak biliniyor. Brezilya cevizleri magnezyum açısından da son derece zengin olduğu için yüksek kalsiyum oranıyla birlikte hareket sistemi sağlığına önem veren herkes için bulunmaz bir besin haline geliyor.

Cilt ve saç sağlığı açısından Brezilya cevizini çok faydalı bir hale getiren minerallerin en başında da çinko geliyor. Çinko, eksikliğinde ciltte akne, saçlarda ciddi bir şekilde sökülme sorunu yaratabilecek bir mineraldir. Brezilya cevizinden yüksek miktarda rastlanan çinko sağlıklı bir cilde ve saçlara sahip olmak isteyen herkesin bir numaralı atıştırmalığı haline gelecektir.

Brezilya cevizinde bulunan yararlı mineraller yukarıda saydıklarımızla bitmiyor. Bu harika kuruyemiş aynı zamanda demir, potasyum ve sodyum gibi mineraller açısından da zenginliğiyle biliniyor. Potasyum da tıpkı magnezyum gibi eksikliğinde kas ağrıları ve uyku sırasında kas kramplarına sebep olabilen minerallerdendir, bu gibi sorunlar yaşayan herkesin beslenmesine Brezilya cevizi eklemesi büyük yararlar sağlayacaktır.

Doktorlar ve beslenme uzmanları tarafından günde bir avuç kadar tüketilmesi tavsiye edilen Brezilya cevizi lezzetli tadıyla da kolayca seviliyor. Taşınması pratik olduğu için çantanızda ya da iş yerinizde çekmecenizde saklayabileceğiniz Brezilya cevizleri ara öğünler ve aniden bastıran açlık durumları için ideal bir besin olacaktır. Uzmanların mutlaka çiğ yenmesini tavsiye ettiği Brezilya cevizini aynı zamanda da kahvaltı eşliğinde, kurabiye ve keklerin içinde, salataların üstünde kullanabilirsiniz. Kuru ve serin bir yerde saklayacağınız Brezilya cevizleri uzun süre tazeliğini koruyacaktır.

ÖNEMLİ NOT: Verilen bilgiler hiçbir şekilde tanı ve tedavi amaçlı kullanılmamalıdır. Bu ürünler ilaç değildir. Her türlü hastalık ve tedavi gerektiren sorunlarınız için doktorunuza danışınız.

Leblebi Faydaları

Leblebi, nohutun kavrulmasıyla elde edilen bir kuruyemiş çeşididir. En bilinen türleri de beyaz leblebi ve sarı leblebidir. Coğrafi olarak tescillenmiş olan ilk leblebi, Çorum leblebisidir. Çorum bu nedenle leblebi ile anılmaktadır.

Leblebi Kalori

Leblebi kalori değeri olarak 100 gramında 268 kcal kalori içerirken, bir küçük kahve fincanında yani 20 gram’ında 54 kcal kalori bulunmaktadır. Leblebi; karbonhidrat, B grubu vitaminler, protein, fosfor, potasyum, çinko, demir ve lif içeriği yüksek olan bir besin kaynağıdır. Lif oranı yüksek olduğu için bağırsak hareketlerini hızlandırır ve bağırsak tembelliği rahatsızlığının ortadan kalkmasına yardımcı olur. Leblebi içerdiği kalorinin %58’lik kısmını karbonhidrattan almaktadır.

Leblebinin Faydaları

Leblebi, nohutun kavrulmasıyla elde edilen bir kuruyemiştir. Bu nedenle leblebi sağlık açısından birçok fayda içermektedir. Zayıflamaya yardım eder, kalbi korur ve mideye iyi gelmesi leblebinin faydaları arasındadır. Nohut, çok eski yıllardan bu yana birçok ülkede halen daha tüketilen bir besindir. Nohut’tan leblebi üretimi sayesinde, yemek yapımının dışında bir kuruyemiş olarak da tüketilir.

Kalsiyum, manganez, fosfat, magnezyum, çinko gibi mineralleri içerirken K vitamini gibi vitaminler de içermektedir. İyi bir protein kaynağı olarak bilinir. Vücut direncini arttırır ve zinde tutar. Bel ve diş ağrılarına iyi gelmesi de faydalarının arasında yer alır. İçerdiği lif miktarı sayesinde sindirim sistemini rahatlatmaktadır. Böbrek taşlarının düşürülmesine yardımcı olur, böbreğinde taş olan hastalar leblebi tüketebilir. Hazımsızlığı da gidermektedir. Bu sayede bağırsakların düzenli çalışmasına da yardımcı olur. Ses açmaya fayda sağlamaktadır. Kan basıncını düşürür, enerji verir. DNA sentezinde ve onarımında rol oynayan vitaminlerden biri olan folat içermektedir. Sinir sistemine de olumlu etkileri bulunmaktadır.

Kemik Yapısını Korur: İçeriğinde bulunan K vitamini, magnezyum, demir, kalsiyum ve fosfat gibi mineraller ile kemik yapısını ve gücünü korumaya yardımcı olur. Kalsiyum ve fosfat kemik yapısına önemli bir şekilde etki etmektedir. Kemik oluşumu içinse manganez gereklidir. Kolajen yapının oluşması için demir ve çinko da etkilidir. Leblebi bu minerallerin tamamını içererek, kemik sağlığı için büyük oranda fayda sağlar.

Mideye İyi Gelir: Eğer gastrit ve reflü gibi mide rahatsızlıklarına sahipseniz, sık sık leblebi tüketmenizde fayda olacaktır. Leblebi hem mide öz suyunu emer, hem de ağrısız bir mideye sahip olmayı sağlar. Midesinde rahatsızlık olan kişiler, gönül rahatlığı ile leblebi tüketebilir.

Kalp Sağlını Korur: İçeriğinde bulunan C vitamini, B6, potasyum ve lif sayesinde kalp sağlığı için koruyucu etkisi bulunmaktadır. Önemli bir miktarda lif içermektedir. Yüksek oranda lif içermesi sayesinde, kolesterolü düşürücü etkisi de bulunmaktadır. Kolesterolün düşmesi ile de kalp hastalıklarına yakalanma riski düşmektedir.

Kansere Karşı Koruma Sağlar: İçeriğindeki selenyum, birçok meyve ve sebzede bulunmasa da nohutta bulunan bir mineral çeşididir. Leblebi de nohuttan elde edildiği için selenyum içerir. Selenyum karaciğer enzimine katkı sağlamaktadır. Kansere neden olan baz bileşikleri ortadan kaldırmaya yardımcı olur. İltihaplanmayı engellerken, tümörlerin de büyümesini önler. Bu şekilde kanserli hücrelerin veya tümörlerin çoğalmasını ve vücuda yayılmasını engeller.

Zayıflamaya Yardım Eder: Bu kuruyemişi tüketerek, zayıflamakta mümkündür. Tokluk hissi sağlayan leblebi, daha az yemek yemenize yardımcı olacaktır. Bu sayede zayıflamak için yararlı bir besin çeşididir. Leblebiyi tüketerek, abur cubur yiyecekler yemekten kurtulabilir ve kolayca zayıflayabilirsiniz. Özellikle leblebiyi tükettikten sonra üzerine su içmeniz gerçek bir tokluk hissi yaratacaktır.

Bayanlar için Hamilelik Döneminde Süt Miktarını Arttırır: Hamilelik döneminden sonra sütün az gelmesi sorunu için loğusa bayanları leblebi tüketerek, çözüm bulmuşlardır. Leblebi tüketimi sayesinde loğusa bayanlarının süt miktarı da artacaktır.

Şeker Hastalığına İyi Gelir: Yapılan araştırmalara göre günlük leblebi tüketimi vücuttaki insülin miktarını düşürmektedir. Kan şekeri seviyesini de düşürerek, diyabet hastalığı riskini azaltmaktadır.

Vücudun Demir İhtiyacını Karşılar: Vejeteryan olan kişiler, kadınlar, gençler ve çocuklar dışarıdan demir alımı için zorlanmaktadır. Demir, bazı hormonları ve kırmızı kan hücrelerini üretmeye yardım eder. Kadınlar özellikle adet döngüsünde ve menopoz döneminde demir mineraline çok ihtiyaç duymaktadır.

Bağışıklık Sistemini Korumaya Yardım Eder: İçerdiği mineral ve vitaminler sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirir. Bu sayede hastalıklara karşı koruma sağlamaktadır.

Cildi Korur: Leblebi, iyi bir manganez kaynağıdır. İçeriğinde bulunan manganez sayesinde cilt korunabilir. Antioksidan özelliği sayesinde, vücudun ihtiyacı olan günlük mineralin %85’ini karşılar. Ciltte UV ışıklarına bağlı olarak oluşabilen kızarıklıkları da önlemeye yardımcı olmaktadır.

Leblebi Fiyatları

Leblebi fiyatları bulunduğunuz bölgeye ve ürüne göre değişkenlik gösterebilir. Çorum Leblebisi adı altında satılan leblebiler 1 kilogram için ortalama 22 TL ile 24 TL arasında değişkenlik göstermektedir. Ağın leblebisi adı verilen yarı kabuğa sahip leblebiler ise 1 kilogram için ortalama 16 TL ile 18 TL aralığında satılmaktadır. Tuzlu leblebiler ise 18 TL ile 20 TL arasında değişkenlik göstermektedir.

Leblebi Besin Değeri

Besin Değeri 100 gramda % Günlük Değer *
Kalori 268 kcal % 13.4
Karbonhidrat 38.3 g % 12.8
Lif 21.4 g % 85.6
Protein 19.8 g % 39.6
Yağ 3.4 g % 5.2
Kolesterol 0.0 mg % 0.0
A Vitamini 30.0 IU % 0.6
C Vitamini 4.0 mg % 6.7
Potasyum 810.0 mg % 23.1
Kalsiyum 124.0 mg % 12.4
Demir 7.0 mg % 38.9

 

Leblebi Kilo Yapar Mı?

Bir bakliyat türü olan nohuttan üretilen leblebi; sağlıklı beslenme ve diyet açısından oldukça faydalı bir kuruyemiş türüdür. Fakat kilo kontrolü için besinlerin tüketimine dikkat etmek gerekir. 1 çay bardağı leblebi tüketiminde ortalama 180 kalori alınmaktadır. Diyet yapan kişilerin günlük ortalama olarak 1500 kalori alabileceğini düşündüğümüzde, günde 180 kaloriyi leblebi gibi bir kuruyemişten almak uygundur. Leblebi tüketimi esnasında bir bardak su ya da bitki çayı içmek, sindirimi de kolaylaştıracaktır. Bu şekilde ara öğünlerde leblebi tüketmeniz, kilo vermenize de yardımcı olacaktır. Fakat fazla tüketilirse, kilo almaya da sebebiyet verebilir.

Antep Fıstığı Faydaları

Antep fıstığı, sakız ağacıgiller familyasından kabuklu bir meyvedir. Bazı yörelerde diğer adı olan Şam fıstığı olarak da bilinmektedir. Antep fıstığı adını almasının sebebi ise ilk fıstık işletmelerinin Gaziantep şehrinde kurulmuş olmasıdır.

Antep Fıstığı Kalori

Antep fıstığı kalori olarak 100 gram’da 560 kcal kalori içermektedir. Bu besinin bir avuç yani ortalama 18 gramlık miktarında 101 kalori bulunmaktadır. Antep fıstığı lif, fosfor mineralleri, potasyum, A grubu vitaminler, B grubu vitaminler, yağ ve protein açısından çok zengin bir besindir. Kalp sağlığını korurken, kan şekerini de düzenler. antep fıstığı içerdiği kalorinin %68’lik kısmını yağdan almaktadır.

Antep Fıstığının Faydaları

Antep fıstığının faydaları saymakla bitmeyecek türdendir. Sırayla bu faydalardan bahsedelim.

Farklı Vitaminler İçerir: E, C ve A vitaminlerinin içeriği düşük olsa da, önemli bir miktarda B vitamini içermektedir. Bir bardak antep fıstığı tüketildiğinde günlük B6 vitamini ihtiyacının %40’ı karşılanmış olur. B6 vitamini tüketimi sayesinde birçok rahatsızlık önlenebilir.

Önemli Mineralleri Vücuda Almaya Yardımcı Olur: Bir fincan antep fıstığı tüketimi kırmızı kan hücresi, kollajen yapı ve kemik için vücudun ihtiyacı olan bakır mineralinin %44’ünü karşılar. Ayrıca manganez ihtiyacının %15’ini, fosfor ihtiyacının da %20’sini, magnezyum ve potasyum ihtiyacının da %10’dan fazlasını karşılamaktadır. Manganez kemik oluşumu için önemli bir mineralken, fosfor da enerji depolanmasına yardımcı olmaktadır.

Antioksidan Kaynağıdır: Antep fıstığı içerdiği antioksidan oranı açısından yaşlılığa bağlı olarak görülen bazı hastalıklara yakalanma riskini de düşürmektedir.

Kalp Dostudur: Yapılan araştırmalar sonucunda kötü kolesterol seviyesini düşürdüğü ve kalbi koruduğu kanıtlanmıştır. Ayrıca içerdiği antioksidanlar ve doymamış yağ asitleri sayesinde kalbi de koruduğu bilinmektedir.

Sindirim Sistemini Rahatlatır: Yüksek lif içeriği sayesinde sindirimi rahatlatır ve hazımsızlığı da önler. Antep fıstığının en önemli faydalarından birisi de sindirim sistemine iyi gelmesidir.

Erkeklerde Cinsel İsteği Arttırır: Afrodizyak etkisi bulunmaktadır. Özellikle erkeklerde cinselliği yüksek oranda etkilemektedir. Yapılan araştırmalara göre 3 ay boyunca ortalama 100 gram antep fıstığı tüketen erkeklerin, tüketmeyen erkeklere göre cinsel işlevlerinin %50 oranında arttığı gözlemlenmiştir.

Beyne Yararı Olan Bir Besindir: İçermiş olduğu B6 vitamini, insan beynine oldukça faydalıdır.

Kansızlığa Karşı Fayda Sağlar: Antep fıstığı, besin içeriği olarak bakırı da yüksek oranda içermektedir. Bu da vücuttaki demirin kolay bir şekilde emilmesine yardımcı olmaktadır. Ayrıca B6 vitamini sayesinde, oksijen taşınmasına da büyük bir fayda sağlamaktadır. Antep fıstığının tüketimi sayesinde günlük ihtiyaç olan B6 vitaminini karşılanır ve kandaki oksijen miktarı arttırılabilir. Bu sayede anemiyi de önlemeye yardımcı olur.

Şeker Hastalığına İyi Gelir: Şeker hastalığı görülen kişilerde, proteinler ile şekerler uygun olmayan bir bağ oluşturur. Bu da onları kullanışsız hale getirir. Bu işlem glikasyon adıyla bilinir. Antep fıstığının içermiş olduğu antioksidan maddeler sayesinde glikasyon süreci azaltılır. Bu da diyabetin kontrolünde yardımcı olmaktadır. Bir fincan antep fıstığı tüketimi, vücudun %60’lık fosfor ihtiyacını karşılamaktadır. Bu oran ile de diyabeti önlemek mümkün olur.

Sinir Sistemine Fayda Sağlar: İçeriğinde yer alan B6 vitamini, sinir sistemine faydalı olan bir vitamindir. B6 vitamini sayesinde sinir sistemi düzgün bir şekilde çalışır ve pek çok amino asidin yapılmasına da yardımcı olur.

Yaşlılığa Bağlı Olarak Göz Hastalıklarının Oluşmasını Engeller: Yaşlılığa bağlı olarak gelişen göz hastalıkları yazıları okuyamama ve düzgün görememeyi sağlamaktadır. İçerisinde yer alan lutein ve zeaksantin adlı oksidanlar sayesinde hücrelerin hasar görmesi büyük oranda engellenir. Yaşa bağlı olarak gelişen görme bozukluklarının da önüne geçer.

Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: B6 vitaminini içermesi sayesinde, bağışıklık sistemini güçlendirir ve hastalıklara kolay yakalanmayı da önler.

Kanseri Önleyici Etkisi Vardır: B6 vitamini sayesinde çeşitli kanser türlerinin ve enfeksiyonların engellenmesine yardımcı olur.

Cilde Birçok Faydası Vardır: Cilt kuruluğunu gidererek, cildi nemlendirir. E vitamini içermesi sayesinde güzel ve sağlıklı bir cilde sahip olmanıza yardımcı olur. Cildi zararlı olan UV ışınlarına karşı korur. Oluşabilecek cilt hastalıklarına karşı koruma sağlamaktadır. Yaşlanma karşıtı bir kuruyemiştir, içerdiği E vitamini sayesinde genç görünmeye yardımcı olur. Cildi yumuşatarak, ipeksi bir cilde kavuşmanıza yardımcı olur. Parlak bir cilde sahip olabilmeyi sağlayan yağ asitlerini içerir. Cildi güneş yanıklarına karşı korur, bu sayede de cilt kanserine karşı korunma sağlar.

Saçlarınızı Güçlendirir: Saçların çabuk uzamasına yardımcı olur. Saçları da güçlendirir. Saç tellerinin esnekliğini büyük oranda arttırır, aynı zamanda da nemlendirir. Kırılmış veya bölünmüş olan saç uçlarını onarır. İçerdiği biyotinler sayesinde saçların dökülmesinin azalmasına da yardımcı olur.

Antep Fıstığının Fiyatları

Antep fıstığının fiyatları farklılık gösterebilmektedir. Fakat genel olarak 1 kilogram antep fıstığı ortalama 75 TL ile 120 TL arasında satılmaktadır. Satılan çoğu antep fıstığı kavrulmuş türdedir. Antep fıstığı alırken dikkat edilmesi gereken hususlardan birisi de kabuğunun ağız kısmının açık olmasıdır. Bu sayede ağzı açık olan antep fıstıkları daha kolay bir şekilde tüketilebilirdir.

Antep Fıstığı Besin Değerleri

Besin Değeri 100 gramda % Günlük Değer *
Kalori 560 kcal % 28.0
Karbonhidrat 27.2 g % 9.1
Lif 10.6 g % 42.4
Protein 20.2 g % 40.3
Yağ 45.3 g % 69.7
Kolesterol 0.0 mg % 0.0
A Vitamini 516.0 IU % 10.3
C Vitamini 5.6 mg % 9.3
Potasyum 1025.0 mg % 29.3
Kalsiyum 105.0 mg % 10.5
Demir 3.9 mg % 21.8

 

Ayçekirdeği Faydaları Nelerdir?

Ay çekirdeği, ayçiçeği bitkisinin bir meyvesidir. Yüksek miktarda yağ içerdiği için yağ üretiminde de kullanılmaktadır. Ayrıca atıştırmalık bir kuruyemiş olarak hafif kavrulmuş bir şekilde; tuzlu, tuzsuz, biberli ve benzeri soslar ile tüketiciye sunulmaktadır. Ay çekirdeği kullanılarak elde edilen unlu mamuller de bulunmaktadır.

Ay Çekirdeği Kalori

Ayçekirdeği kalori kavrulmuş ve tuzsuz çeşidi için 100 gramında 582 kcal kalori içermektedir. Bir avuçluk yani 25 gramlık porsiyonunda ise 146 kcal kalori bulunmaktadır. ayçekirdeği yüksek miktarda protein, E ve B vitaminleri, yağ, potasyum, bakır, çinko, fosfor ve magnezyum içermektedir. Fazla tüketilmez ise sağlık açısından birçok olumlu etkisi vardır. Çiğ tüketimi uzmanlar tarafından tavsiye edilmektedir. Kavrulmuş ve tuzsuz olan ay çekirdeğinin içeriğindeki kalorinin %72’lik kısmı yağdan gelmektedir.

çekirdek tüketmenin faydaları

Ayçekirdeği Faydaları

Ay çekirdeği faydaları özellikle içerdiği yüksek protein içeriği sayesinde en değerli protein kaynaklarından biridir. Bu özelliği sebebiyle birçok sporcu için önemli bir besin kaynağı olmuştur. Faydaları düşünüldüğünde sadece spora destek olma amacıyla değil, günlük hayatta da tüketilmesi gereken besinler içerisinde bulunduğu görülmektedir. Besleyici bir gıda olan ay çekirdeği, bol miktarda mineral ve vitamin içermesinin yanı sıra antioksidan özelliği sayesinde de kanserli hücrelere savaş açmak için birebirdir. Şimdi de daha detaylı bir şekilde ay çekirdeğinin faydalarını maddeleyelim.

  • Strese karşı doğal ve etkili bir tedavi seçeneğidir.
  • Anksiyete ile mücadele eden hastalar tarafından düzenli olarak tüketilmesi önerilmektedir.
  • Doğal bir antidepresandır, depresyona iyi gelir.
  • Hafızayı güçlendirir ve unutkanlığı giderir.
  • Tok tutar. Bu nedenle yüksek kalorili yiyecekler yerine sağlıklı ve doyurucu bir ara öğün için tüketilebilir.
  • Her gün bir avuç tüketilmesi halinde vücudun günlük olarak alması gereken pek çok besin değerini karşılayabilmektedir.
  • E vitamini, folik asit, B5 ve B1 içeriği sayesinde, bu vitaminleri vücuda alabilmenin en doğal seçeneklerinden birisidir.
  • İçeriğinde bulunan yağ sayesinde iyi kolesterolü arttırıcı etkiler göstermektedir.
  • Hem kardiyovasküler sistemi hem de kalbi koruma özelliğine sahiptir.
  • Panik bozukluk rahatsızlığına sahip kişiler için doktorlar tarafından tavsiye edilmektedir.
  • Beyin fonksiyonlarını da güçlendirir.
  • Dolaşım sistemine destek olur ve kan basıncını düzenler.
  • İçerdiği zengin orandaki magnezyum sayesinde bağışıklık sistemini kuvvetlendirmektedir. Bu sayede düzenli olarak tüketen kişiler, çeşitli hastalıklara karşı direnç kazanabilirler.
  • Sinir sistemini düzenlemektedir.
  • Alzheimer hastalığı için doğal bir yardımcı tedavidir.
  • Duygu durumunu düzenleyerek, kişilerin kendilerini daha rahat hissetmelerine yardımcı olur.
  • Vücutta bulunan şişkinliği alır.
  • Ciltte oluşan kızarıklık problemlerine iyi gelmektedir.
  • Vücutta hayati rol oynayan hücrelerin onarılmasını sağlar.
  • Kan şekeri oranını düzenlemeye yardımcı olur.
  • Protein sentezini düzenleyerek, destek olur.
  • Vücuttaki hücreleri radikallerden korumaya yardımcı olur.
  • Tiroit bezlerinin düzenli bir şekilde çalışmasını sağlar.
  • Kaslarda zayıflama ve ağrıya karşı etkili doğal besinler arasında yer alır.
  • Ciltlerinde veya saçlarında renk solması yaşayan kişilere tavsiye edilmektedir.
  • Tırnak yataklarında beyazlaşma rahatsızlığı olan kişilerin günde bir avuç tüketmesi önerilmektedir. Bu sayede bu rahatsızlık kısa süre içerisinde ortadan kalkar.

Ay Çekirdeği Fiyatları

Ülkemizde en çok tüketilen kuru yemiş türüdür. Çekirdek fiyatları ortalama olarak 1 kilogram için 18 TL ile 20 TL arasında satılmaktadır. Ay çekirdeğinin bir çeşidi olarak bol miktarda tüketilen Dakota ay çekirdeğinin 1 kilogram fiyatı ise 12 TL ile 17 TL arasında değişkenlik göstermektedir. Siyah ay çekirdeği çeşitleri ise 1 kilogram için 13 TL ile 18 TL arasında satılmaktadır.

Ay Çekirdeği Besin Değeri

Besin Değeri 100 gramda % Günlük Değer *
Kalori 584 kcal % 29.2
Karbonhidrat 20.0 g % 6.7
Lif 8.6 g % 34.4
Protein 20.8 g % 41.6
Yağ 51.5 g % 79.2
 Kolesterol 0.0 mg % 0.0
A Vitamini 50.0 IU % 1.0
C Vitamini 1.4 mg % 2.3
Potasyum 645.0 mg % 18.4
Kalsiyum 78.0 mg % 7.8
Demir 5.3 mg % 29.2

Yukarıda yer alan tablo 100 gram için sunulmuştur. Bir avuç için ay çekirdeği besin değerleri ise şu şekildedir;

Besin Değeri 100 gramda 1 Avuç
Kalori 584 kcal 210.2 kcal
Karbonhidrat 20.00 g 0.7 g
Lif 8.6 g 3.1 g
Protein 20.8 g 7.5 g
Yağ 51.5 g 18.5 g
Kolesterol 0.0 mg 0.0 mg
A Vitamini 50.0 IU 18.0 IU
C Vitamini 1.4 mg 0.5 mg
Potasyum 645.0 mg 232.2 mg
Kalsiyum 78.0 mg 28.1 mg
Demir 5.3 mg 1.9 mg

 

Ay Çekirdeği Kilo Yapar Mı?

Ay çekirdeği kilo yapar mı sorusu birçok kadının aklında olan bir sorudur. Ay çekirdeği kilo almanın aksine, kilo vermeniz için yardımcı olabilir. Ay çekirdeği kilo vermeye yardımcı olabilecek bir besindir. Metabolizmayı ve kilo kaybını destekleyen lif içeriği ile zengin bir besindir. Elbette diğer yiyeceklerin tüketimini kontrol etmeye özen göstermezseniz, düzenli bir şekilde ay çekirdeği tüketmeniz kilo almanıza da neden olabilir. Ay çekirdeği kalori değeri yüksek bir besin kaynağıdır, fakat lif içeriği de çok yüksek bir besindir. Lif, su emdiği için midenizde şişecek ve sindirimi yavaşlatacaktır. Bu sayede daha uzun süre tokluk hissi vererek, az besin tüketmenize yardımcı olacaktır. Kadınlar için günlük 25 gram, erkekler içinse günlük 38 gram ay çekirdeği tüketilmesi önerilmektedir.

Çiğ Kabak Çekirdeği Faydaları

Kabak çekirdeği; kendine özgü lezzete sahip olan, dört mevsim boyunca her yaş grubunun tüketebileceği bir kuruyemiş çeşididir. Yüksek oranda magnezyum, demir, bakır ve çinko içermektedir.

Kabak Çekirdeği Kalori

Kabak çekirdeği kalori değerleri 100 gram için 560 kcal kalori içermektedir. Bir avuç yani yaklaşık 10 gramında 56 kalori bulunmaktadır. Kabak çekirdeği B vitamini, E vitamini, Potasyum, Magnezyum, Selenyum, Mangan, Fosfor ve Çinko bakımından çok zengin bir besin kaynağıdır. Yağlı bir besin türü olduğu için aşırı tüketilmemelidir. Günde 1 avuç kabak çekirdeği yemeniz, yeterli olacaktır. Kabak çekirdeğinin içerdiği kalori miktarının %72’sini yağdan almaktadır.

cig kabak çekirdeği

Kabak Çekirdeğinin Faydaları

Çiğ kabak çekirdeği magnezyum olarak çok zengin bir besin kaynağıdır. Magnezyum, insan sağlığı açısından çok önemlidir. Ayrıca kabak çekirdeği bağışıklık sistemi için önemli bir rol taşıyan çinkoyu da bol miktarda içermektedir. Prostat kanseri başta olmak üzere, birçok kanser türüne yakalanma riskini de en aza indirgemede yardımcı olmaktadır. Bol miktarda omega 3 içermektedir.

Kalp Sağlığını Korur: Kabak çekirdeğinin faydalarından birisi de kalp sağlığını korumasıdır. Bir su bardağı kabak çekirdeği tüketmek, insan vücudunun ihtiyacı olan fizyolojik fonksiyonlar için magnezyum sağlamaktadır. Kabak çekirdeğinin içermiş olduğu magnezyum kalp başta olmak üzere birçok organ için oldukça önemlidir. Kan damarlarının gevşemesine yardımcı olur. Ayrıca diş sağlığı için de önemli bir rolü bulunmaktadır.

Bağışıklık Sistemini Güçlendirir: Kabak çekirdeği çinko açısından da zengin bir besin kaynağıdır. Çinko bağışıklık sistemini güçlendirirken, hücrelerin çoğalmasına, uyku sorunlarının ortadan kalkmasına, cilt ve göz sağlığının daha iyi olmasına da yardımcı olmaktadır. Bunların yanı sıra özellikle erkekler için cinsel fonksiyonları arttırmada da etkilidir. Vücuttaki çinko eksikliği birçok hastalığa davetiye çıkartabilir. Çinko eksikliğinin olması halinde soğuk algınlıklarından daha çabuk etkilenebilirken; grip, depresyon, düşük yapma ve akne gibi ciddi sağlık problemleriyle de karşılaşabilirsiniz. Düzenli olarak kabak çekirdeği tüketimi, vücudun ihtiyacı olan çinko değerlerini sağlıklı bir seviyede tutmanıza yardımcı olacaktır.

Omega-3 Gücü: Kabak çekirdeği, diğer besin kaynaklarına göre daha fazla Omega-3 içermektedir. Omega-3 yağları diyabeti azaltır, kalp hastalıklarını en aza indirger, kötü kolesterole karşı etkilidir ve kanın akışkanlık seviyesini de arttırmaktadır. Bu sayede damar tıkanıklığı gibi rahatsızlıklara karşı büyük ölçüde yardımcı olmaktadır. Bunların yanı sıra, vücudun kanserle savaşına da destek olacaktır. İltihap sorunlarına karşı da etkilidir, ayrıca yaşlanmayı da azaltır.

Prostat Hastalığından Korur: Özellikle erkeklerin ilgilenmesi gereken bir durumdur. Son yıllarda erkeklerde en çok rastlanan hastalıklardan birisi prostattır. Kabak çekirdeği prostat hastalığına karşı en etkili olan çinkoyu zengin bir miktarda içermektedir. Kabak çekirdeğinin düzenli tüketiminde, prostat hastalığına yakalanmaya karşı önem alınmış olunur.

Diyabete İyi Gelir: Hayvanlar üzerinde yapılan deneylere göre insülin düzeyini dengelediği kanıtlanmıştır. Diyabet hastalığından dolayı kaynaklanan komplikasyonları önleyerek, diyabetten dolayı rastlanan diğer sağlık sorunlarıyla da karşılaşılmasına da engel olmaktadır. Bu sağlık sorunlarının başında da göz ve kalp sağlığı gelmektedir.

Kalp ve Karaciğer Sağlığına Faydalıdır: Kabak çekirdeği lifler, sağlıklı yağlar ve antioksidanlar açısından zengin bir besin kaynağıdır. Kabak çekirdeğinin içermiş olduğu bu maddeler özellikle kalp ve karaciğer açısından çok önemli olup, tüm organları da güçlendirmektedir.

Dinlendirir: Akşamları yatmadan önce kabak çekirdeği tüketmek serotonin ve melatonin üretimi için gerekli olan triptofanı arttırmaktadır. Bu sayede güzel bir uyku uyuyabilir ve dinlenme imkanı da elde edebilirsiniz. Özellikle yorgun ve stresli iş günlerinden sonra dinlenmek, deliksiz bir uyku uyumak için iyi bir tercih olabilir.

Kabak Çekirdeği Fiyatları

Kabak çekirdeğindeki fiyatlar şehirden şehre ve kabak çekirdeğinin türüne göre değişkenlik gösterebilir. Doğal Çiğ İç Kabak Çekirdeği 1 kilogramı ortalama 50-55 TL arasındadır. Kavrulmuş iri kabak çekirdeği fiyatları 1 kilogram için ortalama 25-30 TL arasındadır. Kavrulmuş ürgüp sivrisi kabak çekirdeği fiyatı ise 1 kilogram için 25-32 TL arasında satılmaktadır. Kavrulmamış olan mahsuller ise ortalama 23-27 TL arasında satılmaktadır. Marketlerde satılan kuruyemiş firmalarının paketli ürünleri ise ortalama 3,50 TL ile 5 TL arasında gramajına ve markasına göre değişkenlik göstermektedir.

Çiğ Kabak Çekirdeği Besin Değeri

Kabak çekirdeğinde besin değerleri şu şekildedir. (100 Gram için verilmiş değerlerdir)

Besin Değeri 100 gramda % Günlük Değer *
Kalori 560 kcal % 28.0
Karbonhidrat 14.2 g % 4.7
     Lif 8.8 g % 35.2
Protein 24.4 g % 48.8
Yağ 45.6 g % 70.2
     Kolesterol 0.0 mg % 0.0
A Vitamini 38.0 IU % 0.8
C Vitamini 0.2 mg % 0.3
Potasyum 814.0 mg % 23.3
Kalsiyum 41.0 mg % 4.1
Demir 12.5 mg % 69.3

Kabak Çekirdeği Kilo Yapar Mı?

Kabak çekirdeği potasyum, sodyum, protein, karbonhidrat, A vitamini, B vitamini, C vitamini, E vitamini ve lif mineralleri açısından çok faydalı olan bir atıştırmalıktır. Kabak çekirdeği kilo yapar mı sorusunun cevabı ise hayır olacaktır. Kabak çekirdeğinin en önemli özelliklerinden birisi ise kilo vermeye yardımcı olmasıdır. Kabak çekirdeği doymamış ve tekli yağ içeriği sayesinde metabolizmanızın sorunsuz bir şekilde çalışmasına yardımcı olur, hormon salgılanma dengesini korumaya yardımcı olur. Bu sayede uzun süre tok tutar ve gereksiz kalori alımını engellemenize yardımcı olur. 100 GR kabak çekirdeği 8,8 GR lif içerir ve bu bir besin için gerçekten harika bir lif kaynağıdır. Lif, kabızlığı önler ve tokluk hissine sebep olur. Lifli yiyecekler kilo verme açısından vücuda yardımcı olmaktadır.

Çiğ Kabak Çekirdeği Siparişi

Özbeyoğlu güvencesiyle www.cerezciyiz.biz üzerinden çiğ kabak çekirdeği siparişi verebilirsiniz. Şimdiden afiyet olsun.